بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

۞ وَتَرَكۡنَا بَعۡضَهُمۡ يَوۡمَئِذٖ يَمُوجُ فِي بَعۡضٖۖ وَنُفِخَ فِي ٱلصُّورِ فَجَمَعۡنَٰهُمۡ جَمۡعٗا ٩٩

O gün biz onları birbiri içinde dalgalanır bir halde bırakmışızdır (bırakacağız. Artık) «Şuur» da üfürülmüşdür (üfürülecekdir.) Bu suretle hepsini (mahşerde) derleyip toparlamışızdır (toplayacağız).

– Hasan Basri Çantay

وَعَرَضۡنَا جَهَنَّمَ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡكَٰفِرِينَ عَرۡضًا ١٠٠

(100-101) Beni anmak (hakıykatı görmek) hususunda gözleri perdeli olan, (Kur'ânı) dinlemiye tahammül edemeyen kâfirlere o gün cehennemi öyle bir göstereceğiz ki!

– Hasan Basri Çantay

ٱلَّذِينَ كَانَتۡ أَعۡيُنُهُمۡ فِي غِطَآءٍ عَن ذِكۡرِي وَكَانُواْ لَا يَسۡتَطِيعُونَ سَمۡعًا ١٠١

(100-101) Beni anmak (hakıykatı görmek) hususunda gözleri perdeli olan, (Kur'ânı) dinlemiye tahammül edemeyen kâfirlere o gün cehennemi öyle bir göstereceğiz ki!

– Hasan Basri Çantay

أَفَحَسِبَ ٱلَّذِينَ كَفَرُوٓاْ أَن يَتَّخِذُواْ عِبَادِي مِن دُونِيٓ أَوۡلِيَآءَۚ إِنَّآ أَعۡتَدۡنَا جَهَنَّمَ لِلۡكَٰفِرِينَ نُزُلٗا ١٠٢

Kâfirler beni bırakıb da kullarımı (kendilerine) dostlar edineceklerini mi sandı (lar)? Biz cehennemi o kâfirler için bir konak olarak hazırladık.

– Hasan Basri Çantay

قُلۡ هَلۡ نُنَبِّئُكُم بِٱلۡأَخۡسَرِينَ أَعۡمَٰلًا ١٠٣

(103-104) De ki: «(Yapdıkları) işler bakımından en çok ziyana uğrayanları, kendileri muhakkak iyi yapıyorlar sanarak dünyâ hayaatında sa'yleri boşa gitmiş olanları size haber vereyim mi»?

– Hasan Basri Çantay

ٱلَّذِينَ ضَلَّ سَعۡيُهُمۡ فِي ٱلۡحَيَوٰةِ ٱلدُّنۡيَا وَهُمۡ يَحۡسَبُونَ أَنَّهُمۡ يُحۡسِنُونَ صُنۡعًا ١٠٤

(103-104) De ki: «(Yapdıkları) işler bakımından en çok ziyana uğrayanları, kendileri muhakkak iyi yapıyorlar sanarak dünyâ hayaatında sa'yleri boşa gitmiş olanları size haber vereyim mi»?

– Hasan Basri Çantay

أُوْلَٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ بِـَٔايَٰتِ رَبِّهِمۡ وَلِقَآئِهِۦ فَحَبِطَتۡ أَعۡمَٰلُهُمۡ فَلَا نُقِيمُ لَهُمۡ يَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِ وَزۡنٗا ١٠٥

Onlar Rablerinin âyetlerini ve Ona kavuşmayı (inkâr ile) kâfir olup da (hayr nâmına bütün) yapdıkları boşa gitmiş bulunanlardır ki biz kıyamet gününde onlar için hiçbir ölçü tutmayacağız.

– Hasan Basri Çantay

ذَٰلِكَ جَزَآؤُهُمۡ جَهَنَّمُ بِمَا كَفَرُواْ وَٱتَّخَذُوٓاْ ءَايَٰتِي وَرُسُلِي هُزُوًا ١٠٦

İşte böyle. Onların cezası, küfr (ve inkâr) etdikleri ve benim âyetlerimi ve peygamberlerimi bir eğlenceye aldıkları için, cehennemdir.

– Hasan Basri Çantay

إِنَّ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّٰلِحَٰتِ كَانَتۡ لَهُمۡ جَنَّٰتُ ٱلۡفِرۡدَوۡسِ نُزُلًا ١٠٧

Hakıykaten îman edib de iyi iyi amel (ve hareket) lerde bulunanlar (a gelince): Onların konakları da Firdevs cennetleridir.

– Hasan Basri Çantay

خَٰلِدِينَ فِيهَا لَا يَبۡغُونَ عَنۡهَا حِوَلٗا ١٠٨

Bunların içerisinde ebedî kalıcıdırlar onlar. Oradan ayrılmak da istemezler.

– Hasan Basri Çantay

قُل لَّوۡ كَانَ ٱلۡبَحۡرُ مِدَادٗا لِّكَلِمَٰتِ رَبِّي لَنَفِدَ ٱلۡبَحۡرُ قَبۡلَ أَن تَنفَدَ كَلِمَٰتُ رَبِّي وَلَوۡ جِئۡنَا بِمِثۡلِهِۦ مَدَدٗا ١٠٩

De ki: «Rabbimin sözleri (ni yazmak) için (bütün) deniz (lerin suyu) mürekkeb olsa ve bir o kadar daha yardımcı olarak ilâve etsek Rabbimin sözleri tükenmeden o deniz (ler) tükenir».

– Hasan Basri Çantay

AYARLAR
Okuyucu